Episode 37
İngilizce öğrenin: Fikirler 2
Bu bölüm, İngilizce kelime dağarcığınızı geliştirmek ve kendinizi İngilizce ifade etmenize yardımcı olmak için Türkçe ve İngilizce tekrarlanan kalıpları size sunuyor.
Bu bölümler, ister DuoLingo gibi bir uygulama kullanıyor olun, ister daha resmi bir İngilizce sınıfına kaydolun, mevcut İngilizce dil çalışmalarınıza eşlik etmek ve hızlandırmak içindir. Beyninizi İngilizce sese ne kadar maruz bırakırsanız, o kadar hızlı öğrenirsiniz.
Bu bölümdeki Türkçe ve İngilizce ifadelerin tam listesini görüntüleyin.
Geri bildirim ve fikirler için bize ulaşın: languagelearningaccelerator@gmail.com
Bu bölümdeki ifadeler:
- Bana kendinden bahset.
- Hayatı oyuncak mağazam gibi görüyorum.
- Affetmek yerine izin istemek daha iyidir.
- Sadece hata yaparak öğreniriz.
- Ve gözlem yoluyla. Hata ve gözlem. Daha fazlasını gözlemleyin!
- Artık sadece af dileyebilirim.
- Bir şey hakkında ne hissettiğimiz genellikle o konuda kendimize anlattığımız hikayeyle belirlenir.
- İnsanların bize kendileri hakkında anlattıkları hikaye, onların kim oldukları hakkında çok az şey söylerken, kim olduklarına inanmamızı istedikleri hakkında çok şey anlatır.
- Hazzı erteleme yeteneği, yaşamdaki başarının bir göstergesidir.
- Gelecekteki beni şimdiki beni sevdirmek için lezzetli bir şeyin son lokmasını bırakıyorum.
- Aşırı derecede gecikmiş tatmin, tatmin değildir.
- Bir kahveyle mutlu olamazsan yatla da mutlu olamazsın.
- Oyunu kazanmanın ilk kuralı kale direklerini hareket ettirmeyi bırakmaktır
- Her şey mümkün olduğu kadar basitleştirilmeli, ancak daha basit olmamalıdır.
- Sorgulanamayacak cevaplara sahip olmaktansa cevaplanamayacak soruları tercih ederim.
- Aklım bir fil ve bir biniciden oluşuyor.
- Yalnızca filin hoşlanmadığı şeyleri yaparak binicinin kontrolün elinde olup olmadığını anlarım.
- Her sıcak duşu 1 dakika soğuk su ile sonlandırıyorum.
- Fil bunu asla yapmak istemez; binicisi her zaman yapar.
- Disiplin, kendinize güvenebileceğinizi kendinize kanıtlama eylemidir.
- Disiplin özgürlüktür.
- Disiplin küçük ve büyük şekillerde uygulanmalıdır.
- Benlik saygısı boya katmanlarından oluşan bir dağdır.
- Her şeyin bu kadar ciddi olması gerekmiyor.
- Eğlenceyi getirdiğinizde dünya bunu takdir ediyor.
- Balıklar çığlık atabilseydi okyanusun ne kadar korkutucu olacağını hiç düşündünüz mü?
Transcript
Hadi gidelim!
Speaker:Bana kendinden bahset.
Speaker:Tell me about yourself.
Speaker:Hayatı oyuncak mağazam gibi görüyorum.
Speaker:I regard life as my toy store.
Speaker:Affetmek yerine izin istemek daha iyidir.
Speaker:Better to ask permission than forgiveness.
Speaker:Sadece hata yaparak öğreniriz.
Speaker:Only by error do we learn.
Speaker:Ve gözlem yoluyla. Hata ve gözlem. Daha fazlasını gözlemleyin!
Speaker:And by observation. Error and observation. Observe more!
Speaker:Artık sadece af dileyebilirim.
Speaker:Now I can only ask for forgiveness.
Speaker:Bir şey hakkında ne hissettiğimiz genellikle o konuda kendimize anlattığımız hikayeyle belirlenir.
Speaker:How we feel about something is often determined by the story we tell ourselves about it.
Speaker:İnsanların bize kendileri hakkında anlattıkları hikaye, onların kim oldukları hakkında çok az şey söylerken, kim olduklarına inanmamızı istedikleri hakkında çok şey anlatır.
Speaker:The story people tell us about themselves tells us little about who they are, and much about who they want us to believe they are.
Speaker:Hazzı erteleme yeteneği, yaşamdaki başarının bir göstergesidir.
Speaker:The ability to delay gratification is a predictor of success in life.
Speaker:Gelecekteki beni şimdiki beni sevdirmek için lezzetli bir şeyin son lokmasını bırakıyorum.
Speaker:I leave the last bite of something tasty to make future-me love current-me.
Speaker:Aşırı derecede gecikmiş tatmin, tatmin değildir.
Speaker:Delayed gratification at the extreme is no gratification.
Speaker:Bir kahveyle mutlu olamazsan yatla da mutlu olamazsın.
Speaker:If you can't be happy with a coffee, then you can't be happy with a yacht.
Speaker:Oyunu kazanmanın ilk kuralı kale direklerini hareket ettirmeyi bırakmaktır
Speaker:The first rule of winning the game is to stop moving the goalposts
Speaker:Her şey mümkün olduğu kadar basitleştirilmeli, ancak daha basit olmamalıdır.
Speaker:Everything should be made as simple as possible, but not simpler.
Speaker:Sorgulanamayacak cevaplara sahip olmaktansa cevaplanamayacak soruları tercih ederim.
Speaker:I would rather have questions that can't be answered than answers that can't be questioned.
Speaker:Aklım bir fil ve bir biniciden oluşuyor.
Speaker:My mind is made up of an elephant and a rider.
Speaker:Yalnızca filin hoşlanmadığı şeyleri yaparak binicinin kontrolün elinde olup olmadığını anlarım.
Speaker:Only by doing things the elephant dislikes will I know if the rider is in control.
Speaker:Her sıcak duşu 1 dakika soğuk su ile sonlandırıyorum.
Speaker:I end every hot shower with 1 minute of cold water.
Speaker:Fil bunu asla yapmak istemez; binicisi her zaman yapar.
Speaker:The elephant never wants to do it, the rider always does.
Speaker:Disiplin, kendinize güvenebileceğinizi kendinize kanıtlama eylemidir.
Speaker:Discipline is the act of proving to yourself that you can trust yourself.
Speaker:Disiplin özgürlüktür.
Speaker:Discipline is freedom.
Speaker:Disiplin küçük ve büyük şekillerde uygulanmalıdır.
Speaker:Discipline must be practiced, in small and big ways.
Speaker:Benlik saygısı boya katmanlarından oluşan bir dağdır.
Speaker:Self esteem is a mountain made of layers of paint.
Speaker:Her şeyin bu kadar ciddi olması gerekmiyor.
Speaker:Not everything has to be so serious.
Speaker:Eğlenceyi getirdiğinizde dünya bunu takdir ediyor.
Speaker:When you bring the fun, the world appreciates it.
Speaker:Balıklar çığlık atabilseydi okyanusun ne kadar korkutucu olacağını hiç düşündünüz mü?
Speaker:Have you ever thought about how scary the ocean would be if fish could scream?